Mengeninsesi.com

Bolu Mengen’den yıllar önce yola koyuldu sisli dağlar, karlı yollar, sağlam bir yürekle ve bilekle aşılabilecek bir yaşam mücadelesi

Tatilin Starı Alper Tekbaş, gastronomi dünyasının emektarlarını, gizli yıldızlarını sizlerle buluşturmaya devam ediyor…

Mustafa Erol

Aşı da Aşkı da mutfakta onun ismi Mustafa Erol…

Bolu Mengen’den yıllar önce yola koyuldu sisli dağlar, karlı yollar, sağlam bir yürekle ve bilekle aşılabilecek bir yaşam mücadelesi onu Türk mutfağının kulvarlarında bu günlere hazırladı ve şimdi gelecek için bizim mutfağımızın filmi Mutfak Oskarlarına aday olmalıdır diyecek kadar cesaretli ve inançlı. En büyük özelliği de cesareti ve biz diyen emekçi mutfak sevdası…

 

Paylaşabilmenin onuruyla Alper Tekbaş’ın sorularını kalbiyle yanıtladı…

Sizin İçin Mutfak Neyi İfade Eder?

Mutfak benim için hiç şüphesiz disiplin-sevgi ve saygının en tepe noktada buluştuğu yerdir…misafirlerin ilk algısı,ilk ön yargısıdır,şirketlerin bütçelerinin en yüksek ve en kontrol edemedikleri mekandır..sadece ustaların ellerinde şekillenir bütçeler,ondandır ki kaliteli işlere imza atan tesisler bunun her zaman farkında olup gastronomiyi bir sanat bir değer olarak görmektedirler….

Bir futbol takımına benzer bizim ekiplerimiz ,kafası rahat,işine konsantre ve yeni tekniklerle kendini geliştirir,kendini geliştirdikçe takımı gelişir,başarı geldikçe daha çok başarı ister..ve bunu her zaman taze tutmalıdır çünkü mutfağın dünü yoktur, sadece bugünü ve yarına hedefleri vardır,,dünde kalan anılar,ileride çıraklara anlatılacak kazanılan başarılardır,,ve gençler hep bu başarı hikayeleri ile yetişir ki ileride onlarda bu hedefleri geçebilsin…

Ve mutfak kaliteli bir sinema filmi… her bir aktristiyle bir bütündür, her bir birey yüreğini koymalıdır, filmi yapanlar ve alt yapısında çalışanlar ona inanmalı ve gerçekten rolüne inanmalı ki bir sanat ortaya çıksın, her yıl binlerce film yapılıyor ama oskar’a sadece birkaç tanesi aday olabiliyor, bizim hayalimiz işte tamda orası, bunun için hedeflerimizi kadrolarımızla belirleyip orada olmak istiyoruz…

 

İyi Bir Mutfak Şefi Olmanın Püf Noktaları Nelerdir?

Her şef e göre bu ayrı yorumlanır aslında… bana göre bir mutfak şefi öncelikle ne iş yaptığını bilen ,vizyon sahibi,günümüz şartlarında analitik,işine hakim olan,yabancı dil bilen,kendini ve departmanını yönetimine anlatabilen, bir duruşa sahip ,kendisi ve çalışanını sosyo kültürel yapıda geliştire, gömleğin dışında da sadece bir insan olduğunu da unutmamalı şef,,bir zamanlar çalışanının geçtiği o yollardan geçtiğini, onların yaşadığı problemleri kendisinin de yaşadığını her zaman hatrılamalı, her çalışanın hangi işi yaparsa yapsın birileri için çok değerli olduğunu ve buna saygı göstermesi gerektiğini düşünüyorum… sadece işte değil özel yaşamlarında da çalışanların manevi değerlerine saygı göstermek, çalışanının kurumuna ve şefine karşı aidiyet duygusunu kalpten yaşayacağına inanıyorum…

 

Türk Mutfağının Dünya Mutfakları Arasındaki Yeri Nedir?

Yıllardır bu soru hep gündemde ve sanırım öyle de kalacak… biraz ters olacak ama bence çok geride…

Dünya mutfakları kendilerini iyi pazarlıyor, kızlarımın seyrettiği çizgi filmlerdeki kareleri takip ettiğimde onlara hangi ülke çizgi filmi ise o ülkenin kültürel yemekleri aşılandığını görüyorum…

Tüm reklam sektörlerinde yemek tanıtımları destekleniyor ve popüleritesi hep taze kalıyor… daha ağır bir şey ise biz zaten kendi mutfağımıza kendimiz sahip çıkmıyoruz ,özentimiz mesleğe ilk başladığımız yıllarda hep dünya mutfakları olduğundan kendi mutfağımızı araştırmak yada geliştirmekten ve en önemlisi reklame etmekten mahrum kalıyoruz..en basit örnekle biz Türkçe yemek isimliğimizi bile Türkçe yazamıyoruz ne acı ki…baklava,döner ve pide ye sıkıştırılmış bir mutfaktan ibaret kalıyoruz maalesef…

 

Mustafa Erol Kimdir?

Ben Mustafa Erol… 1979 Yılında Bolu Mengen’de doğdum..beni her zaman destekleyen iyi bir eşimle beraber 3 tane de prensesin kralı olarak hayatın tadını çıkartıyorum…18 yıldır bu işi yapıyorum ve inanın aşkı eşimden sonra sadece mesleğimde yaşadım hep…

Son 6 yıldır mutfak şefliği deneyimine sahibim… Büyük üstad Fahir Telli şefin ellerinde yoğurulan çıraklarından biriyim… büyük başarı hikayelerim yok, çok büyük mesleki kariyerim de yok… bunun için uzun ve meşakkatli bir yolum olduğunu bunun için deneyim kazandığımın bilincindeyim…

beni ben yapan en önemli karakterim sanırım cesaretimdir… 25 yaşında ilk şeflik deneyimimi yaşadım, yorucu zorlu bir yolculuk süreci yaşıyorum hala… yaptığım işte doğru bildiğim bir şeyi yapmak adına kim olursa olsun söyleme ve direnme gücü gösterdim yalnızca… şirketleri var edecek yapıların, şirket emekçileri olduğunu düşünürüm ve onların sektörde daha iyi mevkilerde çalışabilmesi için yol açmak için çaba sarf ediyorum,.patronların turizm emekçileri tarafından yüceltilmesi gerektiğini ,her bir liranın Türk ekonomisi sermayesi ve çocuklarımızın hakkı olduğunu savunurum,patronlarında bunu karşılığında emekçisini yaşatması ve sahip çıkması gerektiğini tabi..eğitimli donanımlı bir personele sahip olmak bir patronun bence en büyük sermayesidir…

 

Aşçılık Mesleğini Yapmak İsteyenlere Tavsiyeleriniz Nelerdir?

Bu çok güzel ve özel bir soru… her sorulduğunda hayatım bir film gibi geçiyor gözümün önünden… çok şey yazılabilir bununla ilgili ama ben bir iki tavsiyede bulunmak isterim sadece.

İlki şef olmayı idealite edilirse, o döneme kadar bu işin her detayını iyi öğrenmeleri … ben çırakken çok çalıştım, ustalık dönemimde de gerçekten çok çalıştım… oteli kendi evim gibi benimseyerek siz nerede olmayı kendinize hak görüyorsanız orada oluyorsunuz zaten…hep en iyi çırak olmak için çabaladım,,çünkü biliyordum ki altta teknik donanımı,sistemleri iyi öğrenen biri, üst pozisyonlarda ne istediğini ve ne yapması gerektiğini iyi bilir..

ikincisi ise; bir makam sahibi olduktan sonra karakter sahibi olmaları ve çalışanlarından kopmadan onların gelişimi için yapabildikleri sonuna kadar yapmaları… insanlar lider yöneticiden çok etkileniyorlar, evlerindeki konuşma konusu, yaşam standartları kalitesi, şefin duruşu, davranışı ve hareketleri ile doğru orantılı olarak ilerliyor…

 

Mutfaktaki Renkleriniz Nelerdir?

Buda enteresan bir sorudur… siyahı çok severim asalettir, duruştur. Aslında asiliğin de bir rengidir siyah, gizemdir, esrarengizdir, beni oldum olası çok cezbetmiştir… Birde beyaz var tabi… oda ruhun rengidir, karakterin ve kişiliğin bence simgesidir. Gömleğimiz bunun için beyaz, İçini o heyecanla ve duyguyla doldurmak gerektiğine inanıyorum…

Sizce Yemeğin Lezzet Sırları Nelerdir ?

Geçenlerde tv kanalını seyrederken ünlü iİalyan Şef Carliccio dikkatimi çekti program İtalyan mutfağın popüleritesi ile ilgiliydi;

Şef Carliccio ; İtalyan mutfağının en büyük sırrı, İtalyan Yemek kültürlerinin ninelerden torunlara aşılanmasıdır dedi, bu çok mükemmel bir söylem olarak hafızama kazındı.

İtalya’da bir araştırma yaptırılmış ve italyanın genç neslinin artık hazır gıdalara yöneldiğini öğrenmişler, bunun üzerine devlet İtalya da ki kızlara şimdi yemek kursları vermeye başlamış. Enteresan olan şey bu eğitimi italyan babaanelerin vermesi ve en orijinal teknikleri ile İtalya’nın genç ve güzel kızlarına öğretmesi olmuş. işte bunun adı bence vizyon, sektörde öncü olmanın güzelliği de bu sanırım.

Kısaca özetlersek; yemek yapmak başlı başına bir iştir, malzeme seçiminden pişirme tekniğine, sunumuna kadar tam bir kombinasyondur, önemli olan orjinalliğini kaybetmemek, kaliteli malzeme ile yapım tekniğini uygulayalım yeter.

İşin özü, güzel yemek yapıp modern sunumlarla desteklemekten geçiyor bence. Bizim yemek kültürümüz İtalyan yemek kültüründen çok daha fazla kuvvetli ta ki 600 yıllık bir tarihimiz ortada ama önemli olan biz mutfaktaki değerlerimizle ne kadar beslenebiliyoruz.

Şimdilerde artık insanlar yeni tadlarda görmek istiyor mesela, farklı kültür yemeklerini birbirleri ile buluşturuyor, güzel teknikler kullanıldıktan sonra gayet başarılı olmaktadır bu yemekler. Denemek gerekiyor, yeter ki uyum sağlasın…

Son olarak ; bu mesleği ilke edinenler için çok değerli bir meslek olduğunu unutmasınlar, mesleğimiz saygınlığı tartışılamaz, gelecek nesillerle buluştururken bunun bir miras olduğuna da kanaat getirmeliyiz…

Sosyal Sorumluluk Projelerine Bakış Açınızı Öğrenebilir miyim?

Kızılay’a bugüne kadar bireysel olarak 27ünite kan bağışı yaptım, toplamda yaptığımız kan bağışı sayısı 1258 ünite ile bir turizm sektörü rekorudur. Personelimizin organ bağışı sayısı 45 kişi, sosyal sorumluluk projesi olarak tema vakfına mutfak çalışanları adına 750 adet ağaç dikim kampanyasından ağaç diktirdik. Kimsesiz çocuklar yurdundaki çocukların ihtiyaçları için düzenli olarak yardım topluyoruz, sahipsiz hayvan barınakları ile otelimizin atık yemeklerini vererek destekte bulunuyoruz. Anaokullarında sağlıklı beslenme ile ilgili eğitimler yapıyoruz. Lise ve üniversitelerde sektöre destek vermek adına pratik ve teorik eğitimler veriyoruz, bununla birlikte takım bilincimiz ve çalışanları manevi olarak da güçlü tutuyoruz.

Exit mobile version