ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE AÇIK MEKTUBUMUZDUR.
Sayın Rektör ve senato üyeleri,
Geçtiğimiz günlerde Mengen’deki gastronomi bölümünün geleceği ile ilgili planınızı üzüntü ve şaşkınlık içinde öğrendik. Hatta şaşkınlıktan üzülmeye bile fırsat bulamadık. Mengen’de okuyan öğrencilerin ailelerinden, Dünya’nın ve Türkiye’nin dört bir köşesindeki şeflerimizden ve tabii ki Mengen halkından çok sayıda tepki mesajlar alıyoruz. Bizler sürecin üzüntü kısmını yaşamadan dilimiz döndüğünce derdimizi size anlatmak istiyoruz .
Önce mevcut tabloya bakarsak; A.İ.B.Ü. Bolu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu –Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2012 yılında hemşerilerimizin girişimleri ve üniversitenin kararı ile Mengen’e kurulmuştur. Bu kararda ,Mengen’in yüzyıllardan günümüze ulaşan aşçılık geleneği, Mengen’in aşçılıkla ilgili tarihsel, kültürel ve akademik alt yapısı etkili olmuştur. Türkiye’nin (benim de mezunu olduğum) ilk Anadolu Aşçılık Meslek lisesinin Mengen’de bulunması, Dünya’nın ve Türkiye’nin ilk ve tek aşçılık festivalinin 33 yıldır Mengen’de kutlanıyor olması, Mengen’in aşçılık mesleğini Yakup Ustadan bu güne yüzyıllardır bir ata mirası olarak gözbebeği gibi sahiplenmesi ve yüceltmesi ortadayken gastronomi ve mutfak sanatları bölümünün başka bir yere kurulması, akla,mantığa,bilime ve vicdana aykırı olurdu. Ama öyle olmadı. Akıl,mantık,bilim ve vicdan galip geldi. Bu kültürel miras akademik bir yapı ile taçlandı.
Ülkemizdeki gastronomi yüksek eğitiminin genel durumuna baktığımızda da 2016-2017 öğretim yılı itibarı ile toplam altmış dokuz tane gastronomi bölümü olduğu görülüyor. Son yıllarda gastronominin yükselen bir yıldız olması ile birlikte çok sayıda özel üniversitenin de bu sayının artmasında güçlü bir rolü görülmekte. Mengen gastronomi ve mutfak sanatları bölümü ,en yüksek puanla kayıt yaptıran bölüm sıralamasına göre 69 bölüm içinde 19.sıradadır.Bölüm kontenjanı bakımından ise 103 kontenjanı olan Akdeniz Üniversitesinin ardından 2.sırada bulunuyor. Bu rakamlar ne anlatırsa anlatsın bölüm, Mengen için bir övünç kaynağıdır. Aynı zamanda Mengen’in gastronomi markasını güçlendirmektedir.
Mengen’in orta öğretimden ön lisans programına, ve ön lisanstan lisans programına uzanan akademik alt yapısı, İzzet Baysal Vakfı’nın sağduyulu ve akılcı teveccühü ile Mengen’de bir gastronomi kampüsü yapma kararı ile taçlandırılmıştır. Kampüs için Mengen halkı ve belediyesi yer tahsisi için heyecanla üzerine düşeni yapmış, bu süreç 2016 yılında İzzet Baysal Vakfı ile protokol imzalanması ile sonuçlanmıştır. Protokolle birlikte Mengen esnafı kampüse yönelik özellikle öğrenci yurdu yatırımları yapmıştır. Şu halde kampüsün bel kemiğini oluşturacak olan bölümün Mengen’den alınması ciddi handikaplar yaratacaktır. Bunun detaylarını tahmin edersiniz.
Bölümün Mengen’den taşınma gerekçeleri de en az sonuçları kadar sıkıntılıdır. Zira gerekçe olarak kampüsün şehir merkezine uzak olması ve güvenlik sorunu olabileceği gösterilmektedir. Bu gerekçeler hem yersiz hem gerçek dışıdır. Çünkü kampüs alanı ,merkeze 15 dakikalık yürüme mesafesindedir. Ayrıca Mengen Türkiye’de suç oranının en düşük olduğu ilçelerden biridir. Bütün bunları da bir tarafa koyalım, şunu bilmelisiniz ki Mengen halkının beyaz ceketlilere her zaman özel bir saygısı vardır. Bunu Mengen’e gelen bütün aşçılar, misafirler bilir. Türkiye’de bir aşçının kendini en değerli hissettiği yer festival için senede bir kez de olsa geldiği yer olan Mengen’dir. Çünkü aşçılar, herhangi bir Mengenli için ülkemizin ve Dünya’nın dört bir köşesinde, kültürel mirasımızı ve Mengen’i temsil eden beyaz ceketli bir elçi, bir diplomattır. Aşçılarımız da her zaman bu sorumluluğunun bilincinde olarak yaşarlar. Mengen’e gelen misafir aşçılarımız da bu duyguyu sadece Mengen’de yaşamanın, mesleği ile gurur duymanın mutluluğunu yaşarlar. Her yıl ülkemizin ve Dünya’nın her tarafından festivale gelen binlerce beyaz ceketli Mengen’de Dünya’nın tek aşçılık bayramını kutlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mengen
Belediyesinin destekleri ile Mengen’e yaptığımız Dünya’nın en büyük aşçı heykeli olan ve bütün meslektaşlarımız adına diktiğimiz (15.2 m.) “USTALARA VE MESLEĞE SAYGI ANITI” ile gurur duyarlar. Aşçıların kendilerini en değerli hissettikleri yerdir Mengen. Yozgat’ta bir terminal lokantasında çalışan şefimizin de, Antalya’da en lüks otelin aşçıbaşısı olan şefimizin de gururlandığı yerdir Mengen. Mengen, Maraşlı meslektaşımızın da, İstanbullu aşçıbaşımızın da mesleki kutsalıdır.
Evet, Mengen küçük bir ilçedir, evet Mengen’de sosyal yaşam kısıtlıdır ama İsveç’in UNESCO gastronomi listesine girmiş Östersund şehri de çok küçüktür. Fransa’nın gastronomi kenti Burgundy kasabası da küçüktür, İtalya’nın gastronomi köyü Montepulciano da ,Hollanda’nın Peyniri ile ünlü Gouda şehirleri de çok küçüktür.
Bu gün Dünya’da yerel kültürel özellikleri ön plana çıkarma yarışı yaşanırken Mengen ile ilgili bu tür gerekçeler en hafif tanımla, absürt durmaktadır. Kültürel derinlikten ve tarihi bilinçten yoksun bu tür gerekçeler kabul edilemez.
Mengen’in bu yapısı UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras listesine (SOKÜM) girmesi oldukça elverişli iken bu konuda ciddi bir akademik çalışma yapılmamıştır. Bu konuyu ilk dillendiren federasyon olmakla birlikte SOKÜM konusunda bizim de ciddi bir çalışma içine girememiş olmamızın ezikliğini yaşadığımızı bilmenizi isteriz. Bu konudaki sorumluluk hepimizindir.2015 yılında bu konuyla ilgili Bolu’da yapılan ve benim de MAF başkanı olarak katıldığım toplantı bizim açımızdan ne kadar umut verici ve heyecanla başladıysa da hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Akademisyenlerimizin, belediye başkanlarımızın, bürokratlarımızın, sivil toplum temsilcilerimizin katıldığı toplantıda, turizmci sıfatıyla toplantıya katılan bir şahsın konuyu tamamen Mengen Aşçılık festivalinin Bolu’da yapılması gerektiğini tartışmaya açmasıyla işin özü kaçırılmış, yüzeysel hatta düzeysiz bir zemine kaymıştır. Bu şahsın toplantıda , manda b..nun içinde festival yapılmaz çıkışından sonra ilerleyen günlerde tartışmalar sürmüş, Bolu’da alternatif festival tertip edilmiştir. Daha sonra bu anlayış , Dünya’nın en büyük aşçı heykelini Bolu’ya dikeceğiz açıklamaları ile sürdürülmüştür.
Şu bilinmelidir ki bizler Bolulu olmaktan her zaman gurur duyan insanlarız. Mustafa Kemal Paşa’nın ilk şahsi aşçısı ve Afgan kralı Amanullah Han’ın aşçısı İbrahim ustanın torununun torunu olarak ata mesleğimi mektepli bir aşçı olarak 13 yaşımdan bu yana icra ediyorum. Bu güne kadar Bolulu kimliğimi onurla taşıdım. Ancak konu Mengen ve aşçılık olunca ata mesleğimizin gelişmesine, geleceğe taşınmasına katkıda bulunmak için yola çıkmış insanlar olarak böyle bir kararı kabul etmemiz mümkün değildir. İnsanlar geçicidir, kültürel miras sadece Mengenlilerin değil ,bütün ülkenin mirasıdır . Bu tartışmaların ne Mengen’e ,ne Bolu’ya ,ne de Türkiye’ye bir yararı vardır.
Bize göre aşçılığın vatanı Bolu,o vatanın başkenti de Mengen’dir.
Mengen’in gastronomi değerini yükseltmek her şeyden önce Türkiye’nin çıkarınadır. Bu kadar kısır tartışmalar yerine Mengen’in UNESCO listesine girmesini tartışmak Bolu’ya hiçbir şey kaybettirmez. Aksine ülkemizin pozitif puanını ve ekonomisini güçlendirir. Bolu’nun Mengen karşıtı lobisini günlük ,gelir geçer tartışmalar yerine ülkeye faydası olacak uzun vadeli çıkarlarına hizmet edecek konulara kafa yormaya davet ediyoruz. Mengen’e gastronomi bölümünü yapmak ne kadar mantıklı,akılcı bir kararsa ,gastronomi bölümünün Mengen’den kopartılmaya çalışılması o kadar akıl tutulmasıdır.
Gelin gastronomi bölümünün yerini tartışmak yerine Mengen’in Dünya’daki yerini tartışalım, gelin Mengen’i UNESCO Somut olmayan Kültürel miras listesine sokalım, gelin bunun için bir komisyon oluşturmakla işe başlayalım, gelin ilimize ve ülkemize bu iyiliği yapalım.
Konunun aktif takipçisi olacağımızı bildirir saygılarımızı sunarız.
Yönetim Kurulu adına
Mengen Aşçılar Federasyonu Başkanı
A.Melik ALTUNDAĞ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.